21 Haziran 2011 Salı

LİDERLER VE ÖZELLİKLERİNDEN 2 - TANSU ÇİLLER

     Türkiye'de Liderler  ve Demokrasi Kitabından aldığım notlara kendi bildiklerimi ekleyerek yazmaya devam...
     Çiller ,Ülkemizin ilk kadın başbakanı.DYP genel başkanlığı ardından başbakanlık, hiç siyaset deneyimi olmayan biri için kamuoyunda şaşkınlık oluşturmuş.Akıcı ingilizcesi ,iktisat profesörlüğü ile etkileyici olmuş.'91 seçimlerinde vekil, ardından ekonomiden sorumlu bakan,'93'te parti genel başkanı olmuş.
     1946 doğumlu Çiller orta halli bir ailenin kızıymış.Vali kızı ama kitapta orta halli aile kızı denmiş.Babası karşılığını bulamamış siyasi ihtiraslarını  kızına aktarmış mütevazi bir bürokratmış.Amerikan okulu olan ve hali vakti yerinde aile çocuklarının okuduğu Arnavutköy Kız Kolejinde okumuş ve ailesinin mütevazi durumunu ve toplumsal statüsünü saklamış.Boğaziçi Ekonomi Bölümünü bitirdikten sonra ABD de lisansüstü eğitim alıp Connecticut Üniversitesinde doktorasını yapmış.ABD ye kocası Özer ÇİLLER'le gitmiş ve sıkıntılı günler yaşamış.ÖZAL Cumhurbaşkanı olunca Mesut YILMAZ deneyimsizken parti başkanı olmuşken, ÖZAL ölünce DEMİREL'in Cumhurbaşkanı olması deneyimsiz ÇİLLER'i parti başkanı yapmış.Ekonomik Oda Başkanlıkları ile yakın ilişkilerde olmuş ÇİLLER.
       Güçlü medya desteği almış ÇİLLER.Yalım EREZ TOBB un bütün gücünü ÇİLLER için seferber etmiş.Sonuçta da EREZ Sanayi ve Teknoloji Bakanı olmuş.ÇİLLER'i DEMİREL, akademik açılım yapmak maksatlı partiye çağırmış ama sonrasında bu teklifinden pişman olmuş.DEMİREL'den destek alamamasına rağmen ÇİLLER bu durumu umursamadan parti başkanlığına aday olmuş.Demirel, Cindoruk gibi adayları kendisine güçlü rakip oluşmasını istemediğinden desteklememiş.
         Muhafazakar popülizm,ekonomik liberalizim,Kürt sorununda askeri zafer için askere yakın durma stratejileri olmuş ÇİLLER'in.PKK ile mücadelede güvenlik güçlerinin devlet destekli suç örgütleriyle işbirliği yapmasının yolunu açmış.PKK ile mücadelede sert yöntemler uygulanmış.Refah Partisi ile koalisyon modernlik anlamında iyi karşılanmamış.Laik medya ,Çiller'in serveti,karakteri,liderlik üslubu ve siyasi davranışlarını hedef alan ve onun siyasi popülaritesini adamakıllı zayıflatan kitlesel bir saldırı başlatmış.Tutamayacağı sözler vermiş kanıtlayamayacağı iddiaları olmuş ÇİLLER'in.
           Meral AKŞENER, ÇİLLER'in yakın arkadaşı olmuş.ÇİLLER yalancılık ,vefasızlık ve güvenilir olmaması yönünde eleştirilmiş.Otoriter ama kendine güvensiz olduğu söyleniyor.Geçinilmesi zor insanmış bu yüzden.Demirel "baba " idi Çiller'de "ana " ve"bacı" imajına sarılmış.Erkek fantezisinden uzak onurlu ve dokunulmaz kadın kategorisinde olmuş.Liderlik üslubu iyi bulunmamış.Demokrasiye önem vermediği hatta olumsuz etkilediği söyleniyor.Duruma göre politikalarını ve söylemini değiştirip gerektiğinde her bedeli ödeme pahasına iktidarda kalmaya çalıştığı yazılmış kitapta.Yılmaz-Çiller husumeti bilinen bir gerçek zaten.
          PKK'nın ABD tarafından terör örgütleri listesine alınmasını sağlamış.Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği antlaşmaları imzalanmış döneminde.Susurluk olayı sonucu yaşanan 28 Şubat süreciyle post modern darbeye maruz kalmış.Demirel o vakit  RP- DYP koalisyonu ile ordu arasında bir tampon gibi hareket ederek bunalımın tam bir askeri müdehaleye dönüşmesini önlemiş.

19 Haziran 2011 Pazar

DOĞAL TATLILAR

             Meyveleri çok sevenlerdenim...Küçükken köyde ya da Reşadiye'de meyve ağaçlarına çıkardık.Köyde hala ihtişamıyla duran elma ağacına çıkardık en çok...Ne kadar üst dallardan meyve koparabilirsek o kadar makbuldü...Bir iki ısırdıktan sonra kalanını da atardık elmanın...Köy ortasındaki armut ağacının  dibine koşar,yerde, aralardan derelerden düşen armutları bulmaya çalışırdık.Küçük ama çok tatlı armutlar...
          Taşlayarak meyve düşürmenin zevki de ayrıdır.Emek sonu meyve yemek daha hoş tabi , o meyve de daha tatlı haliyle...
          Vişne ağacıda vardı köyde ama mezarlıkta...Korka korka girerdik mezarlığa..."Dallardan kopardığımızı yiyebiliriz ama düşen vişneler mezarlıkların hakkı" denirdi , yere düşeni alamazdık.O vişnelerden tat aldığımı söyleyemem , sadece her çocuk yiyorken yememek , mezarlığa girmemek ;korkmak yani  olmazdı :)İlçedeki evimizin bahçesinde dut agacı çoktu , ayva da vardı.Hastane lojmanındaki evimizin bahçesinde de bolca kiraz ve vişne vardı...
           Sevgili babam da çok severdi meyveyi...İyi yapanın iş üzerine kalır ya , yıkanmış meyveler babamın önüne gelirdi akşamları...Yemek yenmiş , muhtemelen çay içilmiş , izlenecek program başlamışken meyve tabağı gelir salona ve babamın ellerinden öperdi.Hala da öper :)Dilimleyerek ,soyarak bize paylaştırırdı babam.
           Eskiden, tropikal meyveler yeni ülkemize gelmişken , ilk kivi aklımdadır, ve sanırım rahmetli Özal önermişti ülkeye ;babam almıştı.Yıkadık getirdik sonra babamın kiviyi soymasını izlemiştik.Bize paylaştırdı, yedik :) Pahalıydı , kilo kilo alınacak halde değildi kivi o vakitler...
           Muzu aman aman pek sevmem , olsa yarım yiyebilirim.Pastaların vazgeçilmez süsü , muz :)Üniversite de yurt oda arkadaşım,Ayşeciğim , Antalya Gazipaşalı idi.Ailesi olmamış muz yollamıştı kocaman bir salkım.Boş dolaplardan birine koymuştuk o salkımı.Her akşam durduk yerde olgunlaşmış muzu seçip koparıp yerdik Ayşeciğimle....
           Kirazı çok severim , çok hemde...Haziran ayında Amasya'da ana yol kenarında dalından yeni koparılmış kirazları yemek ayrı güzelliktir.Kirazı çok seven ablam bugün İstanbul'a giderken bir kasa kiraz almış Amasya'da :)Tokat'ımın ve Amasya'nın meyve bahçeleri meşhurdur...Ankara'ya giderken Amasya'dan ya da Turhal'dan geçmek güzeldir.Nerdeyse km başı taze meyve satıcıları vardır;kiraz,elma,şeftali...DİMES Tokat markasıdır malumunuz.Kalitesi de aşikar...ve Tokat'ın güzel meyvelerinin suyu DİMES'te.Tokat'ta şeftali bahçesi de çok.Kokusu cezbetmişti zaten bahçeye girince  , daha şeftaliyi yemeden önce.
        Eskiden daha tatlıydı tabi meyveler.Daha lezzetli , daha kokulu...Bursa şeftalisi...Ne güzel kokardı , ne lezzetliydi.Ankara armudu birde.Sulu sulu , tatlı&sert halde, dolaptan yeni çıkarılmış buz gibi halde yemek birde...Şimdi o tadı alamıyorum.Artık genetiğiyle mi oynandı , hormonlu mu, nedir nedendir bilmiyorum...
        Çilek....Adı bile çok hoş gelir kulağa.Çilek , kiraz; kız isimleri olarak duydum :)Babam köydeki bahçeye 3-4 yıldır meyve fidanı dikiyor.Vişne ağacı bol meyve verdi şimdiden.Çileklerde bol veriyor.Dalından koparıp yemenin zevkini yaşıyoruz şükür hala.
        Karpuz...Özellikle pikniklerin vazgeçilmez meyvesi....Pikniğe gittiğimizde çeşme peteğine ya da akan suyun içine karpuz hemen konulur.Meyve yemeğe sıra gelene kadar karpuz orda buz gibi olur.Dilimlenip,kesilip çatalla bıçakla da yiyebilirsin ama ,payına düşen dilimi eline alıp bir köşeye geçip karpuz yanaklarına yapışıp çekirdeklerini püskürterek yemeninde tadı ayrıdır.Ayrıydı yani , çocukken...Kavunda güzeldir.Hoş kokar...İkisinin özelliği iyi mi kötümü kesince belli olmaları...Sevgili Hatice yine üniversitedeyken memleketi Diyarbakır'dan karpuz getirtmişti tatmamız için...
       Üzümde güzeldir.İzmir'in çekirdeksiz üzümü özellikle...Eskiden köyde üzümle ekmek yemek güzel bir seçenekmiş.
        Erik , severim...Hamilelikte aşerenler yeşil eriği çok isterlermiş ya...Şimdi artık yok yok .Her meyve her mevsim bir yerlerde satılıyor.Her meyveyi kendi mevsiminde yemek daha güzel tabi.
         Şeref Ağabey , ablamın eşi ,zevklidir maşallah.Bir hasta ziyaretine gidecekken aklına bir fikir geldi.Hasır sepet aldı Eminönü'nden.Ananas, muz,elma, vs meyvelerle doldurdu sepeti.Dışını jelatinledi , süsledi , çok güzel bir meyve sepeti oldu.Hasta ziyaretine gittiğinde masaya bırakmış sepeti , evdekilerin gözü sepette takılı kalmış :) çok hoşlarına gitmiş.
         Portakalı da çok severim.Suyunu da severim.Atom  deniyor ya, birkaç meyvenin suyu bir arada , bir bardakta...Ne enerji ,ne tat ...Evde de yapmak mümkün  katı meyve sıkacakları ile...Onun da temizlemesi zor, katı meyve sıkacağının yani...
         Manavlarda ya da büyük marketlerdeki meyve reonları  ne güzel gözükür.
         Elma , en çok tükettiğim meyve....Her gün iki tane...Ara öğünlerim iş yerimdeki :)En çok sevdiğimde yeşil elma...
         İncir....Yaş incir...Aydın 'ın inciri...Halamın bahçesinde incir ağacı vardı.Kana kana yerdik.Çok tüketildiğinde ağız çevresini yakıyordu öyle anımsıyorum.
          Kış akşamları, yemek sonrası , muhabbet ortası ,dizi başında da meyve  yemek güzel ; yaz akşamları balkonda, terasta akşamın serinliğinde yine muhabbet eşliğinde meyve yemekte güzel...Bazen işyerinde bazen yolculukta, meyve yemek her yerde güzel, dalından koparıp yemek ayrı güzel..
           Kayahan'ın şarkısı var dı ya aklıma geldi"dallar kiraz hava sıcak yaz canım "...