12 Mart 2017 Pazar

TOKAT'A GELİRSENİZ...

             Antik Çağlardan, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinden eserler görülebilirsiniz Tokat’ta…
              İlim, kültür ve tarım şehridir Tokat…
              Reşadiye’ye geldiyseniz, yeşillikler arasında masmavi Zinav Gölü’nü gidebilir, etrafı tebessümle izlerken  semaver çayınızı yudumlayabilirsiniz. Burada kitap okumak çok zevklidir…Zinav Kanyonu’nu gezmek farklı ve hoş bir deneyim olabilir sizin için…
            Reşadiye’ye hakim bir tepeye konuşlanmış, yeşillikler içinde yer alan, kaplıca suyunun var olduğu termal otel sağlığınıza da  keyfinize de iyi gelebilir…
            Kelkit çayı Yeşilırmak’ı besleyen kollardan biridir ve Reşadiye’ye teğet geçerek akar, bazen deli dolu bazen sakin…Çay kenarında yürümek, piknik yapmak, balık tutmak, bir şeyler içmek mutlu edebilir sizi…
            Yeşilliklerle kaplı yaylarında solunan bol oksijen, zindelik katacaktır mutlaka…Dağ suları içinizi serinletecek, leziz etiyle yaptığınız ızgaraların tadı damağınızdan gitmeyecektir…
             Reşadiye’den sonra Tokat merkeze giderseniz Anadolu’nun ilk ticaret merkezlerinden biri olan İpekyolu durağı Taşhan’a mutlaka uğrayın…Tarihi binada çay kahve içip geçmişi hissedin içinizde…Tokat El Sanatlarından bakırcılık, ahşap oymalı baskı kalıplardan yazma ve sofra bezlerini ve dahi farklı hediyelik eşyaları bulabilirsiniz orada…
           Şehrin orta yerindeki Tokat Kalesine çıkabilirsiniz…Timur’un fethedemediği tek kaleymiş kalemiz…Ahşap oymalı tavanları olan milli mücadele zamanı Atatürk’ün de kaldığı Latifoğlu Konağı gibi Tokat Konak ve evlerini ziyaret edebilirsiniz…Konya dışında yapılmış ilk Mevlevihane tasavvuf ve maneviyat diyarı Tokat’ta, görmeden geçmeyiniz…Ali Paşa Hamamı ve Ali Paşa Camisi’ni  de görmek lazım Tokat’a gelince.. Sulu Sokak’ta tarihi Tokat evleri….2. Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. yılında yapılmış Behzat Çayı yanında yer alan ve Tokat’ın sembolü  Saat Kulesi mutlaka görülmeli…Gazi Osman Paşa Plevne Müzesi , Gülbahar Hatun Camisi de Tokat’ımın değerlerindendir. Tokat Müzesi’nde de Tokat’ın tarihi zenginliği görülebilir…
            Erbaa’da Selçuklu Mimarisi örneği Silahtar Ömer Paşa Camisi ziyaret edilmeli…Sanırım en iyi Tokat üzüm yaprağı Erbaa’da,  almadan, tatmadan geçmemek lazım…
            Pazar İlçemizde kuşların konak yeri olan Kaz Gölü vardır…Mahperihatun Kervansarayı Selçuklu Mimarisi örneği…Dikit ve sarkıtları eşsiz Ballıca Mağarası kesinlikle görülmeli…
           Almus’ta Baraj Gölü’nde balık tutulabilir ya da balık çiftliklerinden taze balık alınabilir....Başçiftlikte kayak yapılabilir…
          Niksar Danişmentlilere başkentlik yapmış...Kalesi Ülkemizin ikinci büyük kalesi…Ayvaz suyunun membası burada… Anadolu’daki ilk medrese Yağıbasan Medresesi, Ulu Cami görülmeli…Ceviz diyarıdır Niksar…Çamiçi Yaylası harikadır…
           Zile’de Julius CAEZAR’ın  “veni, vidi, vici” (geldim, gördüm, yendim) dediği yer olan Zile Kalesi görülebilir…Zile Konakları ziyaret edilebilir… Sulusaray İlçemizde Sebastapolis Antik Roma Kenti görülebilir.
           Artova'da Höyükler, arkeolojik alanlar, Çekerek Çayı...Rus işgali karşısında Türkiye'ye getirilen Afganlıların ilk yerleştirildiği alanlardır Artova ve Yeşilyurt...Dericilikle uğraşırlar, ziyaret edilebilirler...
            Turhal'da Kesikbaş Camii  ziyaret edilebilir...Mercimek Tepesinden paraşütle atlama yapılabilir...
           Cevizli Turhal yoğurtmacı, Tokat Çöreği, Tokat yaprağından sarma özellikle baklalı sarma, çökelekli, bat, Tokat sebzelerinden ve etinden yapılmış Tokat Kebabı, Tokat Bez Sucuğu, çemeni, Niksar Cevizli Çöreği,  Zile Pekmezi, keşkeği ,kuşburnu, madımak , kete ve pağaç Tokat’a gelince tadılması gerekli yiyeceklerinden…
           Havası ılıman , insanı mutederdir demiş Mevlana Hz leri biz Tokatlılar için…İlkbaharda gelirseniz yemyeşil bir doğa ve yüksek debili akarsuları görebilir, meyve ağaçları ile dolu İlimizde  meyve ağaçlarını bol çiçekli, havayı mis çiçek kokulu bulabilirsiniz…Yazın geldiyseniz bol bol dalından meyve sebze yiyebilir, yaylalarımızda serinleyebilirsiniz…Kışın geldiyseniz Başçiftlik’te kayak yapabilirsiniz….Dört mevsim herkesi bekleriz…

Aslı Gülhan BEK
#Tokat  #Reşadiye #Niksar

7 Mart 2017 Salı

SEYAHATNAMEMDEN: AZERBAYCAN / BAKÜ


Güzel bir Kafkas Ülkesi , kardeş ülke, can Azerbaycan’a, onun da inci şehri Bakü’ye gitmek nasip oldu ne mutlu ki bana..
             Azerbaycan’ın nüfusu yaklaşık on milyon…Ülke petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile siyasi bağımsızlığını ilan etmiş Azerbaycan…

Seyahatim THY ile oldu…Yolculuk esnasında Azerbaycanlı Hayal hnm ile çok sıcak ve samimi  sohbet ettik…Azerbaycan hakkında ön bilgi edindim kendisinden…Haydar Aliyev Havalimanına indik. Götürdüğüm valiz nedense yine İtalya’da olduğu gibi valiz bandına herkesinkinden çok sonra geldi…Görevlilerle çok rahat konuşup derdimi anlatabildim…Konukları olduğum Ahmet Agabey ve Birgül Abla sağolsunlar uçak inmeden gelmişlerdi…
           Bakü’de Hazar Denizi kıyısı yerleşimi çok muhteşem…Tarihi eski yapılar, Rusya’dan kalma binalar ve modern yapılar bir arada…Yollar çok çok geniş.

İlk ziyaret yerimiz 1918’de  Azerbaycan’da şehit edilen Azerbaycanlı ve Türkiye Türklerinin defnedildiği yer olan Şehitler Hiyabanı oldu…Tokat’tan Mehmetçik isimlerini de gördüm Şehitlikte…Hazar Denizi manzarası muhteşem...   
Bakü’de gezilecek görülecek yerler arasında Kız Kulesi, Şirvanşahlar Sarayı, Alev Kuleler, Nizami Caddesi, İçeri Şehir, Bayrak Meydanı,  Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Bibiheybet Cami, Haydar Mescidi, Cuma Mescidi, Güzel Sanatlar Müzesi ve Ateşgah görülebilir…ve fırsat bulunursa geniş p azar yeri Sederek’e gitmek gerek…
Alev Kuleler Azerbaycan’daki sönmeyen ateşi temsil ediyor; kuleler alev şeklinde ve gece ışıklandırması muhteşem…İçinde otel, ofis ve avm var…Hazar Denizi de ki malum aslında göl…ama çok engin…İçindeki petrolden rengi bildiğimiz deniz mavisinden biraz koyu…Sahil boyu inanılmaz güzel..Özellikle gece ,şehrin sahil bölgesi mimarinin ışıklandırma ile buluşmasıyla ile muhteşem bir güzelliğe bürünüyor…
           Aliyev Kültür Merkezi binası mimarisi ödüllü, mimarı da bir Türkiye Türküymüş…
          Rüzgarın şehri Bakü'de yer alan Kız Kulesi'nden şehrin panaromik görüntüsünü görmek mümkün...Bakü'nün simgelerinden bu kule...Sarı topraktan yapılmış çok eski bir yapı.
           Tarihi doku güzel korunmuş Azerbaycan’da… Müzeler güzel…
           Ateşgah ateşe tapan Zerdüştlerin ibadet yeri…Oradaki ateş 4000 yıldır sönmüyormuş.
           Azerbaycan ateşler yurdu  (land of fire) demekmiş.  Azeri ;ateşe tapan…Azerbaycan’daki Türkler kendilerine Azeri denmesinden hoşlanmıyor ve zaten Azeri kelimesi Azerbaycan’da kullanılmıyor. Azerbaycan Türkü demek sanırım en uygunu…
          Azerbaycan’da dolaşırken insan kendini yabancı hissetmiyor, hissettirmiyorlar da…Türkiye Türkü olduğumu gören daha ilgili oldu hep…AVM leri bizim mağazalardan, marketlerinde Türkiye’den ürünler..Dilimiz karşılıklı anlaşılıyor; kelimeler ya bizimle aynı ya da eş anlamlısı, bir kısmı da Rusça Farsça ve İngilizce…ama duruma göre sorun yaşanmadan karşılıklı anlaşılıyor…
           Konuşmaları çok zarif ve güzel…Fuzuli, Nesimi, Nizami’nin torunları ne de olsalar…Sanırım Farsça’dan gelenek hafiften uzatılarak yapılan ay balam ay hanım diye başlayan tatlı konuşmalar,  insanda anında tebessümle mutluluk oluşturuyor…
         Azerbaycan’da halılar, kilimler önemli, çok renklilerde…Kadınlar için parfüm, güzel koku çok önemli…Evlerde avizeler ve duvar kağıtlarıda…
           Et, yemek kültüründe önemli bir yere sahip Azerbaycan’da…ve kestane…Et ile kestane bir arada yemeklerinde…Azerbaycan pilavı yaptı Azerbaycanlı Hatice Abla…Pilav demlenerek yapılıyor, içinde kişmiş denilen kuru üzüm benzeri bir meyve ile…Pilavın üzerine erikli, kestaneli, kuru soğanlı etli yapılan yemek eklenerek yeniyor…Güzel bir yemek…Etli yaprak sarmaları bizimki gibi ince uzun değil daha karemsi sarılıyor ve içi pirinç değil et yoğun.
           Azerbaycan’da çay çok çok önemli…Çayın yanında şeker kullanmıyor halk…Reçeller ve bizdeki bayram şekeri tarzı şekerlemeler sunuluyor…Tatlıyı seviyor Azerbaycanlılar…Çok farklı reçelleri var…Turşuları da çok çeşitli…Tattığım ham ceviz reçeli muhteşemdi…Kuru meyve de bizdeki çerezler gibi bolca tüketiliyor…Kompostolarda çok çok çeşitli ve  çok tüketilen bir ürün…
         Azerbaycan’ında başında Ermenistan derdi var… İşgal edilen Karabağ toprakları, Hocalı bir yara…
          Esnaf, taksici, öğrenci, ev hanımı, emekli gibi halk içinden konuştuklarımın söylediğine göre 1991 de bağımsızlığın ilanı ve Rusya’dan kopuşla  ekonomide ilk başta biraz sorun yaşanmış… Fabrikalarda üretim büyük çapta durmuş…Petrol ve doğalgaz rezervi yüksek ve Azerbaycan’ın milli geliri gün geçtikçe artıyor ancak milli gelirin kişi başına dağılımında sorun olduğunu gördüm çok çok üzülerek...Doğalgaz ve petrol gelirinin halkın yaşam standardının yükseltilmesinde daha çok kullanılması temennim…Zamanındaki Sovyet baskısı, sonra Ermenistan sorunu, zor günler yaşamış Azerbaycan halkı… Bakü’de bir oda bir salonlu bir ev kirası  yaklaşık 500 TL , bir öğretmen maaşı yaklaşık 400 TL, bir ekmek 0.90 kuruş, 1 kg Azer çay yaklaşık 16 TL…Alım güçleri çok yüksek değil belki ama sofraları çok bereketli…Gönülleri çok zengin…Sofra düzenleri hoş ve özenli…Servis tabağı vazgeçilmez; ortak tabaktan hiç yemezlermiş, nahoş bir durum geliyor bu hal onlara…Yemeklerinde acıyı pek tercih etmiyorlar…Türk dizilerini seviyor ve izliyorlar…Eskiden Rusya’ya olan yönelim sonradan Türkiye’ye olmuş… Unutmadan araba fiyatları uygun olsa gerek lüks araba var çoğu insanda …
           İki devlet bir milletiz çok dillendiriliyor ve kan çekiyor gerçekten…
           Ülkemiz çok özel bir yerde…Orta Asya ile Türk birliği Ortadoğu ile din birliğimiz var ve kültürümüzde de hep batıya doğru ilerlemek var yani AB’ne yönelimde önemli…Bu üçlü saç ayağının organizeli uyumu bizim için uygun karışım olabilir mi ?
          Ve benim güzel Ülkem Türkiye’m…Sana nereden baksam gözümde daha da kıymetleşiyor devleşiyorsun…Yapman gerekenler var evet, sorunlarında…ama Sen bir tanesin…Toprağının bereketi, göllerin, akarsuların, denizlerin…Dağın, tepen, ovan..Kumsalın, yaylaların, karlı dağların…Tarihin…Güzel insanların…Ne yok ki Sende…Jeopolitik konumun…Hepsinden değil mi ki bizle onca uğraşan…Değerlerimizin kıymetini bilmek gerek, onlara sahip çıkmak gerek…Okumak gerek, tarım ya da teknolojik üretime çok çok önem vermek gerek…
           Son olarak iki Devlet bir milletiz çok dillendiriliyor ve benimde çok değer verdiğim sayın vekil Ganire PAŞAYEVA halkının yanında görüldüğünden  Ülkesinde de çok seviliyor.