25 Ocak 2015 Pazar

T.B.M.M. ZİYARETİ

 

                   İlk meclis ziyaretimi 29 yaşımda gerçekleştirmiştim.Ziyaret edeceğimiz Milletvekili'nden randevu aldıktan sonra Meclis'in bulunduğu Bakanlıklar mevkiine geldik.Kısa bir arama ve kimlik tesliminden sonra Meclis'in bulunduğu alana giriş yapabildik. O  güne kadar yanından defalarca geçip içini sadece televizyonda gördüğüm T.B.M.M. alanında dolaşmak heyecan vericiydi. Tv kanallarının canlı yayın araçları bir yanda diziliydi...Haber programlarında sık sık gördüğüm Milletvekilleri ile karşılaşıyorduk yürüdükçe...İlk keşif heyecanıyla etrafıma  dikkatlice bakıyordum.Ziyaretine gittiğimiz Milletvekili'nin odasına geldiğimizde şaşırdım biraz. Gidenler bilir, son derece daracık odalarda hizmet vermekteydi sayın Milletvekilleri.
               Sonraki yıllarda birkaç ziyaretim daha oldu Meclisimize.Her Milletvekili iki danışmanı ve bir yardımcı personeli ile hizmet veriyor sorumlu olduğu kitleye.Danışmanların başarısı Milletvekilinin başarısını doğrudan etkiliyor. Deneyimli, başarılı danışmanlar çoğu küçük sorunu Vekile iletmeden çözebiliyorlar. Bekleyen ziyaretçiler ile yakından ilgileniyorlar Meclis logolu fincanla kahve de ikram ederek ...
        Genel Kurul Salonu'nun bulunduğu bina etkileyici...Kanunların yapıldığı, Meclis Başkanı da dahil  Anadolu'nun her tarafından seçilerek gelmiş 550 Milletvekili'nin  bulunduğu salon olan Genel Kurul Salonunu görmek heyecan verici....Nihayetinde tarihte kurulmuş Türk Devlet'lerinin sonuncusu olan Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü Meclis binasının Genel Kurul Salonu...Ne mutlu o koltukların hakkını vererek Milletine karşı görevini yerine getiren Milletvekillerine...Ne şerefli bir görev; köklü ve şanlı tarihimizin karar vericilerinden biri olabilmek...
         Birinci Meclis binasını gezerkende heyecanlanmıştım, ilk vekillerin görev yaptığı o sıraları gördüğümde...Gözlerimi kapattığımda yoğun tempolu, heyecanlı oturumların içindeymişim hissiyatı oluşmuştu.Ulus'taki İkinci Meclis Binasını gezdiğimde, vekillerin toplandığı salonun estetik açıdan muhteşemliği karşısında çok etkilenmiştim.İngiltere Parlemantosu'nun alt kanadı Avam Kamarası'nın yeşil koltuklu eski salonunun hala işlevselliğini koruması da aklıma gelerek, günümüzdeki Genel Kurul toplantılarının ikinci Meclisin estetikle bezenmiş salonunda yapılması ne  hoş olurdu düşüncesi aklımdan geçiverdi.
            T.B.M.M. Halk Günü yaparak cumartesi günleri Meclis'i ziyaretçilerine açıyor.Özellikle çocuklar ve gençlerin Meclis'imizi erken yaşlarda görmesi  çok önemli.Ülke yönetimine yön veren Milletvekillerini ve Meclis mekanını çocuk ve gençlerimizin tanıması, Ülke gündemini günlük hayatlarına katmalarında önemli bir etken olabilir.Gençler, Meclis ziyareti sonucu edindiği izlenimle siyaset kademeleri içindeki alanları ve  Milletvekilliğini hedef olarak görebilir, kendilerini siyaset basamaklarında başarıya götürecek sürecin gereklerini yerine getirebilir.Siyasi alanlarda daha bilinçli tercihlerle yol almış insanların varlığı Devletimizin başarılı bekası açısından da önemli olacaktır. 
                                                                                                                          Aslı Gülhan BEK

2 Ocak 2015 Cuma

TAKDİR ALLAH’TAN



         
               TAKDİR ALLAH'TAN

              Yaşam tarzım içinde ve haliyle çalışma hayatım ve yöneticilik görevimde, yaptığım işlerin dayanağı olması beni rahatlatıyor. Dayanaksız iş yapmak havada kalan bir durum izlenimi veriyor. Dayanak edindiğim iki temel unsurdan biri İslami kurallar diğeri konu ise ilgili yasal mevzuattır. İkisi bir bütündür kararlarımda.Yasal mevzuat dışı hareket etmekte İslami kurallar dışına çıkmakta derin huzursuzluk verir mutlaka.
          İşimi yaparken karşımdaki paydaşımla ortak doğruda buluşmak beni mutlu eder ki bu ister İslami Kural ve yasal mevzuat ikilisi ile olsun ister evrensel doğrular ve yasal mevzuat ikilisi ile olsun fark etmez; herkesin baz noktası farklı olabilir, sonuçta doğru olan yapılsın da...
Yöneticilikle ilgili beni en çok etkileyen, yol gösteren yazı ve sözleri paylaşmak istedim sizlerle. İlki Osman ÜNLÜ Hoca’nın bir köşe yazısı. “Harun Reşid hazretleri zamanında bir zabıta amiri Hızır aleyhisselam ile her gün görüşüp sohbet edermiş. Zabıta amiri daha çok ibadet etmek için bir gün işinden istifa etmiş. İstifadan sonra Hızır aleyhisselam kendisine hiç uğramaz olmuş. Zabıta amiri çok üzülmüş, ağlamış. Bir gece rüyasında Hızır aleyhisselamı görmüş ve yalvarmış. Daha çok ibadet ettiği halde neden kendisine uğramadığını sormuş Hızır aleyhisselama, ”kusur mu işledim” demiş. Hızır aleyhisselam da ”Ey azîz dostum ! Benim sana görünüp sohbet etmem; yaptığın ibâdetler, hayır ve hasenat sebebiyle değildi. Senin o mühim vazîfeni yapıp Müslümanların işlerini hak ve adâlet ile idâre ettiğin için gelip seninle sohbet ediyordum. Hâlbuki, sen bu kıymetli vazîfeyi bırakıp, Müslümanlara hizmeti terk ettin. Hatta onları adâleti olmayan biriyle baş başa bıraktın. Sâdece kendi menfâatin için bir köşeye çekildin. Kendi menfaatini Müslümanlara tercih ettin. Şimdi senin yerine geçen o şahıs, Müslümanlara elem vermektedir. Şu anda onlar sıkıntı ve üzüntü içindeler. Bunlara hep sen sebep oldun. Senin şahsî menfaatinin, Müslümanların umûmî menfaatleri yanında bir kıymeti yoktur. Çünkü uzlete çekilip abdest almayı, namaz kılmayı, oruç tutmayı, zikretmeyi herkes yapabilir. Fakat makâmı ile Müslümanlara hizmet etmeyi herkes yapamaz. Bunun için artık senin yanına gelmiyorum" der.
                Hak ve adalet ile yöneticilik yapmanın Allah katında ne kadar üstün bir durum olduğu yönünde farkındalığım arttı bu yazıyla. Devletin eğitmek, görgü ve bilgi sahibi etmek için ciddi masraf ve çaba sarf ettiği, görevde yükselme eğitim ve sınavlarında yüksek gayret gösteren bir çalışan ve bu örnekteki hiçbir Devlet yöneticisinin kenara çekilme lüksünün olmadığını fark ettim. Adaletli yönetici olabilmenin Dünya ve Ahirette kazandıracaklarını bilmek belediye başkanlığı adaylığına beni iteleyen temel düşüncelerimden olmuştu vaktiyle..
İyi insanların olmadığı yerde kötüler var olur. Çalışkan, dürüst, erdemli insanlar halka hizmet yönünde her noktada bulunmalıdırlar ki diğerlerine meydan kalmasın.Sorumluluklar arttıkça görevler zorlaşıyor. Neden zor görevlere talip olasın, rahat sakin yaşamak varken denilebilir; çünkü Allah katında mükafatı yüksek.
           Etkilendiğim bir diğer yazı: “Hz Ömer günün birinde üzgün ve düşünceli bir halde görülür ve "Ey müminlerin halifesi, seni üzen şey nedir?" diye sorulur. Hz Ömer "ben bir kötülük yaptığımda, bana olan korku ve saygı sebebiyle, içinizden beni yaptığımdan men eden kimse çıkmaz diye korkuyorum." der. Bunun üzerine çevresinden bir Sahabe "Allah’a yemin ederim ki; biz senin, Haktan ayrıldığını gördüğümüzde seni bundan men ederiz. Eğer sen böyle bir durumda o şeyden vazgeçmezsen bu kez seni kılıçlarımızla doğrulturuz." der. Bundan sonra Hz Ömer biraz rahatlayıp, sevincini “bana, yoldan saptığımda beni düzeltecek arkadaşlar veren Allah'a (cc) hamd olsun." diyerek ifade eder.
              Beşeriz şaşabiliriz. Çevremizde sözüne güvendiğimiz insanların bize yaptığı yapıcı eleştiriler çok kıymetlidir. İnsan olarak davranışlarımızda da yöneticilikte verdiğimiz kararların doğruluğunda da mutlaka bu yapıcı eleştirilerin olumlu etkisi olacaktır. Etrafımızda doğruyu gösterecek insanların varlığı büyük nimet.
             7. Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL’ın yakın çevresinden birkaç kurmayına kendisini yapıcı yönde sınırsız eleştirme hakkı vermiş olduğunu duymuştum.Hatta bu eleştiriler ÖZAL’ın ailesiyle ilgili bile olabiliyormuş.
            Paylaşmak istediğim son durum okuduğum bir kitaptan... “Osmanlı da rütbelerin sahipleri bu makamlarda baki değildir. Bir yerde uzun süre durulmaz. Her kişinin elindeki anahtar her kalbi açamaz. Mısır’da Beylerbeyi olursunuz, yarın İstanbul’da sadrazam, sonra da düşük rütbede biri. Şahıslar hizmet eder ve sonra mükafat beklemeden bir köşeye kıvrılıverirler. Çünkü onlar asıl mükafatlarını inandıkları asıl hayatlarında alacaklarının idrakindedirler.”
            Makamlar kalıcı değil…Verilen görevlerde bize düşen, vazifemiz ne olursa olsun layıkıyla yerine getirmektir. Mükafat Ahiret’te mutlaka verilir. Görev en iyi şekilde yerine getirilir ama şahıslardan takdir beklenmez,Takdir Allah’tandır.
               Bu Milletin değerli insanlarına en iyi şekilde hizmet edebilmek dileğimle.
       
                                                                                                                        Aslı Gülhan BEK