10 Aralık 2011 Cumartesi

ANKARA''DAKİ BEN'LER

      Bebekken  gitmeye başlamışım  Ankara'ya.Hala da senede birkaç kez bir şekilde gidiyorum.

      Küçükken çok sevmezdim Ankara'yı.Çünkü hep hastaneye giderdim.Hastanede kalmak , ameliyatlar hoş gelmezdi doğal olarak.Şartlar gereği tek başıma kalmam gereken anlar oldu hastanede, 6-7 yaşlarında hatırladığım.Halam her gün birkaç saatliğine yanıma gelirdi.Geliş saatini ,gelişini camda bekler giderken Numune Hastanesi'nin balkonundan gidişini izlermişim.Uzaklaşınca halam arkasına bakarmış hergün aynı noktadan, el sallarmışız karşılıklı.Hüzünlenirmiş halam.Ameliyat olduğumda kalırdı halam yanımda.Ameliyattan birgün önce" aç kalacak" yazısı asılırdı yatak başıma.Bir keresinde ertesi gün ameliyat olacağım söylendi.Halam ve babam sabahtan geleceklerdi.Onlar gelmeden ameliyathaneye çıkmam gerekti ameliyata hazırlanmam için.Aynı odada kaldığımız bayan yardımcı oldu bana.Hiç ağladığımı hatırlamıyorum.Çıktık ameliyathaneye.Sıramı bekledim.O arada hemşire geldi ameliyata girmeme az süre kala."Babanlar seni görmek istiyor" dedi,kucakladı,  ameliyathane kapısına götürdü.Ben sevinçliydim onları gördüm diye gülümsüyordum;onların da geç kaldık,seni biz çıkarmalıydık diye gözleri dolmuştu.
     
           Kuzenim Şule ile çok vakit geçirdik küçük bir kızken Ankara'da.Pek anlaşamazdık o vakit.Çekişilmeden pekişilmezmiş misali şimdi güzel bir bağımız var.İki tekerlekli bisiklete biniş denemelerimiz aklıma geldi.Kaç kere düştüm kimbilir.Bisiklet lastiği üstündeki demirin bilegimi soyması...Şule arkadan tutar ben sürmeye çalışırdım.

           Okul tatillerinde giderdim arada Ankara'ya.Sonraa Ankara'da  üniversite kazandım.17 yaşımda yine Ankara'daydım.Bir ürkeklik vardı her ne kadar Ankara çok bildiğim bir yer olsada.Fakültem Beşevler'deydi kaldığım yurt Sabancı Kız Yurdu'ydu.Yurtta kalmak çok zor geldi ilk başlarda.Durmadan ağlardım.Ağlamalarıma dayanamayan ve birascıkta kızan babam "tamam , bırak okulu gelip alıyorum seni" demişti.Ağlamayı kestim tabi :)

       Yurtta kalmak  kolay birşey değildi.Ama benim en büyük şansım evci çıkmak istediğimde çıkabilmem ,akrabalarıma gidip ev ortamını yaşayabilmemdi..Yurtta kalmak ayrı bir yazı konusu olur.Evimi çok özlerdim.Yurt, insana çok şey öğretir.İnsanları tanırsın en başta.Toplu yaşamı öğrenirsin...Ders çalışmam gerekmezse yurtta çok kalmazdım , akrabalarıma evci çıkardım.Sabancı Kız Yurdu ikinci katta 5 numaralı odaydı benim odam.Konya Yoluna bakar ,A.Ü. Diş Hekimliği Fakltsi manzaralı.Bir alt katta çalışma salonumuz vardı.Çalışma masamın manzarası da odamla aynı manzaraydı ,Konya Yolu yani...

        '95 yılı girişliyim üniversiteye.Ben ikinci sınıftayken metro işlemeye başlamıştı Ankara'da.Öğleyin saat 13:00 te dersten çıkıp metroyla Beşevler'den Kızılay'daki İngilizce Kursuna yetişmeye çalışırdık.Yemek yemeğe vakit yok,elimizde simit pogaça ne varsa bir yandan yer bir yandan koştururduk.Metrodan çık ,koştur koştur Sakarya Cad. deki kursa...Vakit bulursak Kızılay'ın caddelerinde dolaşırdık,cafelerde otururduk.YKM önünde buluşurduk :) Maltepe Pazarına giderdik.Arada sinemaya giderdik, bazen yemeğe.Bahçeli'de dondurma yemeğe bazen...Fakülte'nin bahçesinde sınava girmeden son tekrarları yapardık.Hoşdere ya da Sokullu'ya gitmek için minibüs sırası beklerdim haftasonları.

       Üniversiteden sonra ara ara gittim yine Ankara'ya.Memurluktan Müdürlüğe geçene kadar Bakanlığın açtığı birçok sınava girdim.Maliye Kursu'na da Ankara gittim.İyi ki gittim o kursa.Kurs ve beraberindeki getiriler bana  artılar kattı.Reşadiye'den sonra Ankara'da araba kullanabilmek çok cesaret verdi bana sonrasında nereye gittiysem arabamla gidebildim o cesaretle.Bu çok önemli benim için.

         Şimdi Ankara'ya koşa koşa, seve seve gidiyorum.Hastaneye gidiyorum sıkıntısı olmuyor,yurtta kalmam gerekecek diye de gitmiyorum,önümde vizeler finaller var da demiyorum...Şimdiki gidişlerimde işimi hallediyorum sonra eğleniyorum .Akrabalarımla görüşüyorum , arkadaşlarımla vakit geçiriyorum geziyorum geziyorum...Bu arada ,Sıhhıye'den geçerken Numune'de halasını bekleyen, Kızılay'dan geçerken kursa koşturan, kurs çıkışı yurduna gitmeye çalışan, YKM önünde arkadaşını Güvenpark'ta minibüs sırası bekleyen,Konya Yolu'ndan geçerken AŞTİ'den yurduna gitmeye çalışan ,yurdun camından Konya Yolu'na bakan ,Sokullu'da bisiklete binmeye çalışan,Kızılay'ın Bahçeli'nin sokaklarında dolaşan Aslı'ları görür gibi oluyorum.Hepsi hareket halinde...Geçen hafta Kızılay'dan arabamla geçerken özellikle hissettim, gördüm o Aslıları..33 yılda nereden nereye gelmiş bir Aslı .Ankara çok şahit bu sürecime...

3 yorum:

FİLİZ dedi ki...

Aslı hanım küçükken de zorlukların üstesinden gelebilecek güçteymişsiniz şimdide sizin o yaşta yaşadığınız sıkıntıları birçok çocuk ağlamadan atlatamazdı sanırım bu gerçekten büyük yürek ister o sizde var.Üniversite yıllarınızı anlatırken ben de üniversitede yaşadıklarımı anımsadım hatta hüzünlendim ben de Bursa'da,annemle babamın beni ilk yurda bıraktıkları günü,yurt günlerimi,okulumu ve Bursa da geçirdiğim zamanları hatırladım evet hepimiz nerelerden nerelere geldik ve nerelere gideceğiz?Elinize,yüreğinize ve kaleminize sağlık...FİLİZ BAĞCIOĞLU.

ASLIBEK dedi ki...

Filizciğim,teşekkür ederim yorumun için.Deriz ya seninle zorluklar yaşamak istemezdik ama bizi biz yapan önemli olgulardan biri değil mi o zorluklar...İnşallah herşey gittikçe güzelleşecek...

ASLIBEK dedi ki...

Filizciğim,teşekkür ederim yorumun için.Deriz ya seninle zorluklar yaşamak istemezdik ama bizi biz yapan önemli olgulardan biri değil mi o zorluklar...İnşallah herşey gittikçe güzelleşecek...