24 Haziran 2012 Pazar

MEHMET BARIŞ MANÇO


                                               
     Bazı insanlar uzakta durur ama fark ettirmeden hayatınızda yer edinmiştir.İçinizdeki değerini de yokluğunda anlarsınız…Barış MANÇO benim için öyle insanlardan biriydi.
       Çocukluğumda yayın saatini heyecanla bekleyip zevkle izlediğim bir programdı Barış Manço ile 7’den 77’ye…Adam Olacak Çocuklar çıkardı önce…Sevgili Barış Ağabey büyük bir nezaketle çocukların ellerinden tutar basamaklardan çıkmasına yardım ederdi.Sorular sorar şeker cevaplar alırdı hepsinden…Basamaklardan inerken afacan ve fıstıklar, puanlar verilirdi oturan arkadaşlarınca...Hepsinin elinde sadece on puan tabelası J…Barış Ağabey hepimizin beynine kazıdı; yemekten önce eller yıkanmalı, uyumadan dişler fırçalanmalı, kahvaltıda yumurta, peynir yenilip süt mutlaka içilmeli…
        Türkiye’yi dolaşmıştı şehir şehir…Gezeceği şehre girmeden nüfusu gösteren tabelanın önünde durur  artı bir eklerdi tabeladaki rakama...Ekranlardan ilk onunla keşfettim güzel ülkemin şehirlerini…Hangi ilde ne yenir, nereleri gezilip görülmelidir öğrendik Barış Ağabey'den.…Hatırlıyorum, kendisine modern Evliya Çelebi denmişti.Sonra ülkeleri gezmeye başladı , bizde O’nunla gezdik , gördük, keşfettik  Dünya’yı…Güney Afrika’da Ümit Burnu’ndan Atlas Okyanusu&Hint Okyanusuna bakarkenki görüntüsü gelir hep aklıma... Ekvator çizgisi üzerinde saman çubuğu ve su  ile kutuplar arası çöpün dönme yönünü gösteren deneyi birde… Japonya Konserinde tüm salonun ayağa kalkıp "Kara Sevda" şarkısı eşliğinde, Türk ve Japon bayraklarını salladıkları, muhteşem görüntüleri de hatırlarsınız…
     İstanbul’a son seyahatimde Kadıköy Belediyesi tarafından Müze yapılan Barış Ağabey'in Moda’daki evine gittim…Kapıdan girerken daha, heyecanlandım ve çok duygulandım.Müze Evi dolaşırken MANÇO'nun şarkıları çalıyordu fonda…Eşlik ederek şarkılara gezdim evi.Çocukluğumdan o güne bir yolculuk yapıverdim zihnimde...Evin her odasında ondan eşyalar vardı; piyanosu, ödülleri, yüzükleri, çizmeleri, aldığı antika eşyalar, yaptığı resimler…Çok güzel tasarlanmış, düzenlenmiş Müze Ev…En alt kattaki kafede dinlenip çay içerken düşündüm neden sevdim ben O'nu…Çok samimi ve içtendi öncelikle…Birikimli, bilgili, iletişim yeteneği çok güçlü ve çok yönlü bir insan olmasından kaynaklı çocukla çocuk olabilirdi gençle genç yaşlı ile yaşlı, bürokrat ile bürokrat, siyasetçi ile siyasetçi…
      Gittiği bazı ülkelerin televizyon kanallarında, seri İngilizcesi ile memleketimizle ilgili röportaj verirken de gördük O'nu. Fahri elçimiz oldu bir nevi...Ülkemizi, insanımızı, değerlerimizi çok severdi, saygı duyardı atalarımıza geleneklerimize…Oğulları Doğukan ve Batıkan ne yaptılar bilmiyorum ama “yurtdışında okurlarsa dönüp Ülkelerine hizmet etsinler isterim “ derdi…Yaptığı besteler, sesi, insanın içine işlerdi, şarkı sözlerinin güzelliği büyülerdi…Hala dilime pelesenktir şarkı sözleri…
     Şahsına münhasır bir insandı…Uzun saçlı ,uzun çizmeli, her parmağında yüzük, çok hızlı konuşan biriydi malum.Görüntüsüyle, alışılanın aksine aykırı insan tipi sergilese de, insanlarca imajı mevzu bahis edilmeyip 7’den 77’ye her gönülde yer verildi kendisine…Üstelik sevimlide geldi hepimize uzun saçları ve farklı giyimiyle…Kendini topluma kabul ettirmenin yolunun, değerlerine sahip çıkarak, samimiyet ve sevgi ile işini iyi yapıp, insanlarının yüreğine akabilmek olduğunu gördüm  Barış Ağabeyle...
        Mekanı Cennet olur inşallah…
        Saygı ve sevgilerimle….

1 yorum:

Adsız dedi ki...

10 puan 10 puan 10 puan
Tebrikler